Bir iş sahasına adımınızı attığınızı hayal edin. Ekskavatörler, yükleyiciler, dozerler ve daha nice farklı iş makinesi; kabinde kumanda eden bir operatör olmaksızın çalışıyor. Bir tık daha dikkatli bakarsanız operatörlerin güvenli bir mesafede konumlandığını ve makineleri uzaktan kontrol ettiğini fark ediyorsunuz. Ya da belki de iş makineleri kendi kendilerine hareket ediyor ve sahada sadece bu süreci izlemek ve takip etmek için çeşitli görevliler bulunuyor. Böylesi bir hayal günümüzün gerçekliğinden çok da uzak değil. Üretim araçlarından otomobillere pek çok farklı alanda insansız ve tam otomatik kontrol sistemlerini mümkün kılan teknolojiler geliştirilirken iş makineleri dünyası da bu gelişmelerden payına düşen şekilde etkileniyor ve iş sahaları giderek dönüşüyor.
İş makineleri endüstrisinde dijitalleşmeyle birlikte yaşanan dönüşümler hakkında merak ettikleriniz bu yazımızda!
Neden İnsansız İş Makineleri?
Teknolojik gelişmeler söz konusu olduğunda “neden” diye başlayan herhangi bir soruya “Çünkü neden olmasın?” şeklinde cevap verilebilir. Birçok gelişme ve bilimsel ilerleme herhangi bir alanın sınırlarını zorlamak ve ötesini görmek motivasyonuyla meydana gelir. Ancak bu ilerlemeleri mümkün kılan çalışmalara yatırım yapılması için daha somut sebeplere ihtiyaç duyulabileceğini de unutmamak lazım. Söz konusu iş makineleri olduğunda insansız ve tam otomatik araçlar geliştirmek için iki temel motivasyondan bahsedebiliriz:
- Güvenlik
- Verimlilik
İş makinelerinin kabinde konumlanan bir operatör olmadan kumanda edilebilmesi, iş sahasında çok daha az sayıda insan bulunması anlamına gelir. Yarı otomatik makineler söz konusu olduğunda dahi operatörler makinenin kontrolünü belirli bir mesafeden gerçekleştirebilir ve doğrudan iş sahasının içerisinde yer almaktan kaçınabilirler. İş sahalarını daha güvenli bir hale getirmek ve olası iş kazalarını en aza indirmek için alınabilecek en etkili önlemin iş sahasındaki insan varlığını azaltmak olduğu düşünüldüğünde, insansız iş makineleri çok daha güvenli çalışma alanları oluşturulmasını sağlar. İkinci olarak ise verimlilik faktörü devreye girer. Makinelerin herhangi bir operatöre ihtiyaç duymadan kendi kendine çalışabilmesi; iş sürecinin masraflarının azaltılmasına ve operatör giderlerinin en aza indirilmesine yardımcı olur. Her makine için bir operatörün istihdam edildiği bir çalışma sahası ile bütün makineleri izlemek ve çalışma sürecini denetlemek için birkaç kişinin sahada bulunduğu bir çalışma ortamı karşılaştırıldığında ikincisi çok daha ekonomik olacaktır.
İnsansız İş Sahası Nasıl Tasarlanır?
Yavaş yavaş hayatımızın bir gerçekliği haline gelmeye başlayan ve ileride daha çok karşımıza çıkacak olan insansız iş sahalarında lazer tarayıcılar, takometreler ve dronelar kullanılarak alanın üç boyutlu bir haritası oluşturulur. Sonrasında inşaat mühendisleri sahada yapılacak işlere ait planlar hazırlar ve bu planlara dayalı üç boyutlu modeller oluşturur. Otomatik iş makineleri iş sahasına yerleştirilir ve makinelerin sahadaki konumlarını tespit etmek için çeşitli sensörler ve kameralar geliştirilir. Anlık verileri kullanan bir yazılım sayesinde makineler nereye gidecekleri, ne kadar toprak kazacakları, nasıl konumlanacakları ve benzeri konularda yönlendirilirler. Tamamlanan işlere göre yazılım saha haritasını güncellemeye devam eder.
İş Sahasının Önemli Bir Parçası Haline Gelen Dronelar
Yukarıda tarif ettiğimiz şekilde, insansız bir iş sahasının mümkün olabilmesi için dronelar hayati öneme sahip. İnşaatlarda ve diğer iş kollarında drone kullanımının giderek yaygınlaştığını söylemek mümkün. Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak yapay zeka ile çalışan droneların üretiminde de oldukça hızlı şekilde yol kat ediliyor. Yapay zekanın kullanıldığı dronelar sayesinde iş sahalarının taranması ve haritalandırılması mümkün hale gelirken çalışmaların takibinde ve denetlenmesinde de bu araçlarda bulunan kameralar oldukça işlevsel bir hale geliyor. Bu nedenle, insansız ve tam otomatik iş makinelerinin kullanılmasını mümkün hale getiren en önemli basamaklardan bir tanesinin droneların geliştirilmesi olduğunu söyleyebiliriz.
İnsansız, Tam Otomatik ya da Yarı Otomatik İş Makineleri
İnsansız inşaat sahaları an itibariyle yaygın bir deneyim değil. Ancak geleceğin bu yöne doğru aktığını ve benzer modellerin yaygınlaşacağını tahmin etmek mümkün. Droneların yanı sıra tam otomatik ya da yarı otomatik iş makinelerinin üretiminin de bu noktada kilit bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Son teknolojik donanımlara sahip olan ve geleceğe doğru atılmış bir adım niteliği taşıyan iş makinelerine aşağıdaki örnekleri verebiliriz:
- eFuzion: Yanmar’ın en son piyasaya sürdüğü modeller arasında yer alan eFuzion, tam otomatik bir ekskavatör. Bilgisayar üzerinden kumanda imkanı barındıran bu ekskavatörde kameralar, makinenin konum bilgisini net bir şekilde tespit edip ileten aparatlar ve makinenin uzaktan kontrolünü mümkün kılan bir yazılım yer alıyor. Bu sayede eFuzion; otomatik olarak yükleme ve boşlatma işlemlerini gerçekleştirebiliyor, çevreyi görüntüleyerek engellerden kaçınıyor ve yazılım ile bağlantı halinde çalışarak verimli bir iş süreci sunuyor. Elektrik enerjisiyle çalışma sistemi sayesinde gaz salınımını ortadan kaldırılarak çevreye verilen zarar en az düzeye indiriliyor.
- Akıllı Tarım: Bilgi ve iletişim teknolojilerinin sadece inşaatlar açısından önemli olduğunu düşünmek yanlış olur. Yanmar, özellikle Japonya’da pirinç üretimine odaklanarak tarımsal alanda da benzer teknolojilerin kullanımına yatırım yapmaya başlamış durumda. Bu gelişmelerin önemli bir ayağını tarlalarda kullanılan dronelar ve insansız helikopterler oluşturuyor. Ancak ikinci ayakta ise robot traktörler yer alıyor.
Türkiye’de İnsansız İş Makineleri
Madencilikten inşaata, tarımdan yol çalışmalarına birçok noktada hayatı inanılmaz kolaylaştıracak olan insansız iş makinelerine dünya genelinde büyük yatırımlar yapılıyorken Türkiye’de de paralel olarak meydana gelen çeşitli gelişmeler mevcut. Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi’nde üretilen insansız kar küreme makinesi 2020 yılının başlarında ilk kez kar küreme işlemi için kullanıldı. 1 kilometre mesafeden kontrol imkanı sunan, 27 tane ataşman ile uyumlu olarak çalışabilen ve 45 derece eğimde rahatlıkla hareket edebilen bu makinenin 10 kişilik bir yerli mühendis kadrosu tarafından tasarlandığı ve üretildiği söyleniyor.
Yüzyıllar öncesinin basit makinelerinden günümüzün insansız araçlarına kadar iş makineleri medeniyetin ve insan hayatının çok önemli bir parçası olagelmiş. Gerekli olan kuvveti ve iş gücünü azaltarak verimliliği artırma motivasyonu, bu alanda meydana gelen bütün teknolojik gelişmelerin itekleyici gücü halinde. Bu nedenle, yapay zeka ve dijitalleşme süreçlerinde meydana gelen ilerlemelerin de en önemli yansımaları iş makinesi endüstrisinde yaşanıyor. Çağın gereklilikleriyle birlikte sektör de değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor.